Nuray Çatay
24.01.2011
Bundan sadece birkaç yıl öncesiydi… Evime giden yolun üzerindeki büyük bahçeli, eski, döküntü bina boşaltılıyordu. Tadilatın başladığı ilk günlerde, ‘ne olacak burası’ merakı tüm mahalleyi sarmıştı.
Sonra bina ve çevresinin Kadıköy Belediyesi tarafından yeniden yapılandırıldığı ortaya çıktı. Tabi hemen söylentiler dolaşmaya başladı kulaktan kulağa. İnşaatın önünden her geçişimde; ‘İnşallah yararlı bir şeyler yapılır bu binada…’ diye geçiriyordum içimden. Bina bitince, her fırsatta uğrar oldum. Ne zaman faaliyete geçecek, neler yapılacak, etkinlikler veya kurslar olacak mı gibi pek çok soru yöneltiyordum rastladıklarıma.
Sonunda, 2007'nin Eylül ayında tiyatro derslerinin başlayacağını öğrendim. Kulaklarıma inanamıyordum. Bu kadarını hayal bile etmemiştim. İlan edilen tarihte gittim ve orada sevimli Şerbetçioğlu çiftiyle tanıştım. İçleri kıpır kıpır, güler yüzlü bir grup hanım da benim gibi heyecanla derse gelmişlerdi. Bazıları çocuklarını da getirmişti. İlk saatin sonunda, daha sonraları sevgili hocalarımız olarak dilimizden düşmeyecek olan Binnur Hanım ve Tarık Bey sayesinde sıcacık bir ortam oluşmuştu bile.
Zaman akıp geçti, ama dolu dolu. Her yeni sezon; yeni insanlar, yeni öğretiler, yeni oyunlar, provalar, hazırlıklar, dekorlar, kostümler, kahkahalar, heyecanlar ve alkışlarla renklendi. Her oyun sonrası düzenlediğimiz eğlenceler ise başka bir alemdi.
2010 Eylül ayı, Tiyatro Koşuyolu için farklı etkinliklerin de başlangıcı oldu. Tarık hocamız destekledi; Mahalle Evi’ni ‘kültür evi’ de yaparız dedik ve yola çıktık. Çok çabaladık, mücadele ettik, araştırdık, yazıştık, telefonlaştık, buluştuk, kabul ettirdik. Birkaç kişi çok yorulduk; ama her şeyi hallettik. 28 Ekim 2010 Cumhuriyet Balosu’yla açılışımızı yaptık. Beş ayrı orkestra ile canlı müzik, iki ayrı dans grubu ile Salsa ve Tango gösterileri eşliğinde muhteşem bir gece oldu. Mahalleli baloya marşlarla başladı, dans etmekten yorularak bitirdi.
Gelen yorumlar bize şevk verdi. Yeni bir enerjiyle, büyük salonumuzu ses düzeni, ışık sistemi ve tiyatro perdesiyle donatıp bir gösteri salonu haline getirdik. Yazarlar, şairler, müzisyenler, dansçılar, söyleşiler, seminerler, film gösterimleri, tiyatro oyunları, şiir geceleri, eğitimler, felsefe, psikoloji, yaratıcı yazarlık, yoga, karaoke... O kadar çok şey yaptık ki… Ben kısa tutayım; siz tiyatrokosuyolu.com’da fotoğraflarıyla birlikte inceleyin.
Etkinliklerimiz tüm yoğunluğuyla devam ediyor. Yeninin ardı arkası kesilmiyor. Şimdilerde farklı bir oyunun telaşı yaşanıyor grubumuzda. Dördüncü oyunumuzun adı ve içeriği, iki hafta önce hocalarımız tarafından açıklandı. Okuma provalarına henüz başlamadık, heyecanımız dorukta. Hepimizde; nasıl olacak, roller nasıl dağılacak merakı var. Ben, bu Haziran da alnımızın akıyla oyunumuzu çıkaracağımızdan eminim.
Biz, birbirini seven, beraber etkinlikler yapmaktan zevk alan bir topluluğuz. Yaptığımız tiyatro çalışmaları inanılmaz keyifli geçiyor. Bazı günler kahkahalarımız sokaklara taşıyor. Her geçen gün de çoğalıyoruz. Yeni yapılan seçmelerle sayımız 46'ya çıktı. Aslında biz kocaman bir aileyiz. Sadece biz tiyatro yapanlar değil; ailelerimizin bütün fertleri yanımızda. Afişimizden broşürümüze, fotoğraflarımızdan film çekimine, kostümden makyajımıza, dekordan perdemize kadar her şeyde yardımımıza koşuyorlar. Böyle büyük aileye sahip olmaktan dolayı çok mutluyuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder