Oyunlarımız

Dış Ses (2008)
Zeynep Kaçar’ın yazdığı Dış Ses adlı oyun, farklı çevrelerden gelen iki kadın üzerine kuruludur. Kadınlardan biri; ‘plaza kadını’ olarak tabir edilen, çalışan ve ekonomik özgürlüğünü kazanmış eğitimli kadındır. Diğeri ise; eşinin parasına bağımlı, evinde ev işleri ve çocuklarından örülü bir dünyada onlara endeksli bir hayat süren ‘ev kadını’dır.
İki kadın, bilinmeyen biri tarafından hapsedildikleri kozanın içinde birbirlerini, yaşamı ve kendilerini sorgularlar. Sonuç; aslında kadın kadındır ve sorunlar, çekilen sıkıntılar ve duygular, konum farkı olsa da ortaktır.

Kadın Oyunları (2009)
Kadın Oyunları, Sevilay Saral tarafından kaleme alınan ve 8 Mart Kadınlar Günü etkinliklerine yönelik olarak hazırlanmış olan 5 oyundan oluşur.
Oyunlar; kadının toplum içindeki yerini ve sorunlarını yine kadının kendi anlatımıyla dillendirmektedir.

Gelin (2010)

Tiyatro Koşuyolu Yazım Grubu tarafından yazılan, Binnur ve Tarık Şerbetçioğlu’nun destek ve katkılarıyla bir araya getirilen Gelin oyunu; katı toplum kuralları, geleneksel yargılar, fiziksel ve zihinsel şiddet gibi etkenlerin baskısı altında Türkiye’de yaşayan kadın gerçeğini, hayatın içinden sarsıcı kesitlerle ortaya koymayı amaçlar.
Her sonuca bir sebeple varıldığı gerçeğinden yola çıkılarak, kadının ezilmişliğinin ardında yatan gizli sebepler sorgulanır. Amaç erkek egemenliğini sorgusuz infaz etmek değil; sorunları çıkış noktalarıyla birlikte tarafsız bir açıdan gözlemlemektir.



Kuyruklu Yıldız Altında (2011) 
Hikayesini Hüseyin Rahmi Gürpınar yazdı, Güner Sümer tiyatroya uyarladı, Binnur Şerbetçioğlu ve Tarık Şerbetçioğlu sahneye koydu ve Tiyatro Koşuyolu (34718) oyuncuları oynadı.
Korkular, meraklar, çelişkiler, dedikodular, türlü türlü oyunlar… Velhasıl-ı kelam, basit ve karmaşık tüm insani haller ‘‘Kuyruklu Yıldız Altında’’ yaşandı. Oyunun çarpıcı karakterleri; rengarenk giysileri, eğlenceli dekorları, dansları ve tempolu bir öykülemeyle seyredenleri kahkahaya doyurdu.

Davet! - Nazım Hikmet (2012)
Fotoğraflar, sunumlar, konferanslar, kitaplar… Herkesin Nazım hakkında söyleyecek ne de çok sözü vardır sorsanız. Oysa bu sözlere pek de hacet yoktur aslında. O dil ustası, kendi destanını kendi yazıp da göçmüştür öte mekana. Böyle olunca da, onu anlamak ve tanımak için ne söylediğini dinlemek kafidir. 

İşte Tiyatro Koşuyolu 34718 ekibi de, sahneye koydukları Nazım’da, Nazım’ın kendisiyle sesleniyor konuklarına. Tarık Şerbetçioğlu tarafından oyunlaştırılıp yönetilen ‘Davet’ adlı oyun, daha fazla vurgulanması ve örnek alınması umuduyla, Nazım’ın barışa çağrısı üzerine kurulu. En içten kardeşlik mesajı için, Nazım’ın o yalın ve içten anlatımı tek başına yetiyor. Çünkü onun barış türküleri; Bedrettin yiğitlerinden küçük bir Japon kızına kadar, toplumun ve dünyanın her rengini kucaklıyor. Davet de tüm bu renklerin harmonisi.

Bekliyoruz... (2013)

Tiyatro Koşuyolu (34718), kuruluşunun altıncı yılında, mümkün olduğunca çok beklentiye ve beğeniye hitap edecek bir mozaikle çıkıyor seyircisinin karşısına… Zaman, mekan ve nedensellik açısından farklı görünse de, aslında insanın varoluş öyküsünde tekrarlanıp durmakta olan kırılma noktalarından örneklerle sesleniyor bekleyenlere…

Haldun Taner’in Vatan Kurtaran Şaban’ıyla yola koyulan; William Shakespeare, Sadık Şendil, Anton Çehov, Güngör Dilmen gibi yerli-yabancı pek çok yazarın klasikleşmiş eserlerinden renkli yüzler sunan oyun, ‘Bekliyoruz’ adını taşıyor. Oyunlaştıran ve yöneten; İ.B.B. Şehir Tiyatroları sanatçısı Binnur Şerbetçioğlu. Şerbetçioğlu, “Ben güzel ve aydınlık bir geleceği bekliyorum… Sen de bekliyorsun biliyorum… Bekliyoruz.” sözleriyle özetliyor oyunun taşıyıcı duygusunu.